THE WOLRD

11-11-11
Friday, 27.12.24, 01:51
Welcome Guest | RSS
Live Silver Price

Live Brent Oil Pri

Site menu

Section categories
Covid 19 [1]
USA and Canada [266]
Deutschland [218]
Europe [53]
China [23]
Russia [85]
Türkiye [455]
Caucasus [1]
Kazakhstan [98]
Turkic World [66]
Muslım World [37]
Iran [36]
Syria [14]
Israel [18]
Asia [12]
India [12]
Military [4]
Africa [7]
Latin America [10]
History of the World [16]
Editorial [23]
Books [4]

Chat Box

Our poll
Rate the site
Total of answers: 73


16:21
Milli Merkez nasıl kurulur ?



milli_merkez_nasil_kurulur2_225



Milli Merkez nasıl kurulur ?



Deneyimli gazeteci Rafet Ballı’nın yönetiminde Ulusal Kanal’da düzenlenen "Milli Program-Milli Hükümet” konulu programda, farklı siyasi parti ve kitle örgütü temsilcilerinden Türkiye’nin öncü şahsiyetleri Türkiye’nin çıkış yolu için buluştu. "Milli Merkez nasıl kurulur?” sorularının yanıtları arandı.


Türkiye’nin yüzde 60’ının "yeni” bir parti ya da "iktidar” arayışında olduğu araştırmalarla ortaya çıktı. Yeni bir iktidar arayışı çok büyük. Ancak nasıl bir iktidar aranıyor? Halkın beklentilerine yanıt verecek, sorunlarına çözüm üretecek politikalar neler? Ulusal Strateji Merkezi (USMER) ve Ulusal Kanal ortak yapımıyla hazırlanan Milli Program- Milli Hükümet programında bu konular tartışıldı.

Ulusal Kanal’da, 4 Ekim akşamı yayımlanan programda;

Eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk,

Eski CHP Milletvekili Ali Topuz,

Sanatçılar Girişimi Sözcüsü Ataol Behramoğlu,

ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan,

CHP Milletvekili İsa Gök,

İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ferit İlsever,

Eski MGK Genel Sekreteri E. Orgeneral Tuncer Kılınç,

İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal bir araya geldi.

Eski Bakan Ufuk Söylemez de programa telefonla katıldı. 

Hüsamettin Cindoruk, AKP’nin 2023 projesinin, bir yıkım projesi olduğunu, 1923 Cumhuriyeti temelinde bir araya geldiklerini vurguladı. Ali Topuz, "Müdafa-i Hukuk Cemiyetlerini yeniden örgütleyeceğiz” dedi. 

Tansel Çölaşan, farklı kimliklerin bir kenara konularak Cumhuriyet temelinde birleşileceğini belirtti. İsa Gök, yeniden bir cumhuriyet devrimi yapılması gerektiğini söyledi. Ümit Kocasakal ve Ufuk Söylemez ise çalışmaların siyasi bir kuruma dönüşmek zorunda olduğunu ifade etti. 

Ferit İlsever, birlikteliğin temel ilkelerini açıkladı ve "Atatürk’te birleştik” dedi. Tuncer Kılınç da bu ilkeler etrafında hareket edilecekse seçimlere kadar partileşilmesi gerektiğini söyledi. İşte o konuşmalar:


‘Kuruluşta milli ordu, milli mücadele var!’


Hüsamettin Cindoruk :
 Sağ ve sol bir tarafa, vatanseverlerin bir araya geldiği zaman ortaya koyacağı düşünceleri paylaşıyoruz. Türkiye’nin yüzde 50-yüzde 50 bölündüğüne inanmıyorum. Bir kısım insanların basın tarafından baskı altına alındığını ve yönlendirildiğini düşünüyorum. Türk halkı yüzde 90 bizim gibi düşünmektedir. Tayyip Erdoğan son kongresinde bir hedef koydu, 2023 Cumhuriyeti. Yepyeni bir cumhuriyet düşünüyor. 1923 Cumhuriyeti’nden vazgeçiyor, 2023 Cumhuriyeti’ni söylüyor. O nedir? Dini kuralların siyasette kullanıldığı yeni bir devlet yapısı. Biz, buradakilerin hepsi 1923 Cumhuriyeti’ni savunuyoruz. O Cumhuriyet, bugünkü devleti kurdu.

Türk devletinin ilk kuruluşunda milli ordu var, milli mücadele var, milli misak var, milli egemenlik fikri var, millet meclisi var. Böylesine bir milli devlet ortaya çıkmışken ondan vazgeçip ümmet devleti haline getirme, son kongrede gayet açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Bir Muaviye niteliğinde bir başbakanla karşı karşıya kaldık.

Yeniden Müdafaa-i Hukuk!

Ali Topuz :
 İçinde bulunduğumuz ortam Cumhuriyet’in bütün değerlerinin tehlikeye girdiği, adeta yok edildiği bir ortamdır. O nedenle Cumhuriyetimizi, kuruluş felsefesine uygun bir şekilde yeniden ortaya çıkarabilmek ve onu çağdaş gereksinimlere göre gerçekleştirmek gerekir. Bu amaçla yola çıktığımıza göre Türkiye’de, bütün kesimlere dönük olarak, bir dayanışma içinde politika belirlemeli ve ona göre hareket etmeliyiz. Tıpkı Kurtuluş Savaşı’nın başladığı dönemde, nasıl Mustafa Kemal Atatürk Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri’ni birleştirerek, onları halkın düşüncelerini yansıtan unsurlar olarak değerlendirdi? Biz de siyasi partilerimizi, sivil toplum örgütlerimizi birer Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti olarak kabul ederek onların bir araya gelmelerini kolaylaştırmak, bir araya gelenlerin sayısını arttırmak, ortak politika yürütmelerini sağlayabilmek ve onlarla işbirliği yapmak durumundayız.

Bunun bir siyasi mücadele olduğunu, demokratik kurallar çerçevesinde yürütülmesi gerektiğini, parlamentonun bu konuda yükümlü olduğunu, bunun sonuç olarak orada çözülmesi gerektiğini biliyoruz. Ama parlamentoda bugün böyle bir düşüncenin ortaya çıkmamış olması nedeniyle bizim böyle bir harekete öncülük edebilecek partileri cesaretlendirmemiz ve halkı aydınlatmamız gerekir. Biz, Tayyip Erdoğan yönetimi ve yandaşlarına karşı AKP’lilerin de katkı verebileceği ihtimalini de dikkate alarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilkelerine sadık kalarak, raydan çıkan sistemi raya sokma sorumluluğunu taşıyoruz.

‘Atatürk’te birleştik!’

Ferit İlsever : 
Milli Anayasa Forumu’nu bölücü anayasayı durdurmak ve milleti uyandırmak için kurduk. 75 il ve ilçede yaklaşık 30 bin yurttaşın katıldığı toplantılar düzenledik. Buradaki dostlarımızın, CHP ve MHP’li milletvekillerinin katıldığı toplantılarda çeşitli siyasi partilerin, kitle örgütlerinin, sendikaların bulunmasına önem gösterdik. Bu hiçbir zaman tek başına bir parti girişimi olmadı. Toplantı yaptığımız her yerdeki milli kuvvetlerin ortak bir çalışması oldu. Sonuç itibariyle 28 Nisan’da, Ankara’da 3 bin yurttaşın katılımıyla çok coşkulu ve başarılı bir Milli Anayasa Kurultayı düzenlendi. Kurultay’da, "Atatürk’te birleştik” sloganı esas alındı ve daha önce tartıştığımız konular, katılımcıların görüşlerine sunuldu. Kurultayın sonunda eller kalktı ve oy birliğiyle bir metin üzerinde anlaştık. Bunu, Milli Anayasa Kurultayı’nın sonuç bildirgesi olarak yayınladık. Bizim bugünkü çalışmamız ve bundan sonra yürüteceğimiz çalışmalar buna paralel olarak sürecektir. Bu maddeler, "Önümüzdeki dönemde ne yapılması düşünülüyor, nasıl bir çözüm bulunması gerekiyor?” sorularının da yanıtını içeriyor.

Kuvayı Milliye ruhu!

Tansel Çölaşan :
 Atatürkçü Düşünce Derneği, son kurultayına "Kuvayı Milliye’nin öncü kuruluşu olma” sloganıyla gitti. Bizim için esas olan Cumhuriyetin ve vatanın korunmasıdır. Dolayısıyla laik, çağdaş, demokratik cumhuriyetin tekrar eskisi gibi kurgulanması... Peki neden bir türlü Kuvayı Milliye ruhunu toparlayamıyoruz? 12 Eylül sonrası ithal edilen programın bir parçası da Türk toplumunu siyaseten bilinçsiz hale getirmekti ve bu çok güzel uygulandı. AKP iktidarıyla birlikte bugün yaşanan süreçte artık demokrasi yok. Demokrasi olmayınca da halkı suçlamayacağız. O Kuvayı Milliye’yi bir şekilde yapacağız.

Milli kuvvetleri uyandırmamız daha zor ama bütün bu olumsuzluklara rağmen iktidar yeni önlemler alıyor. Aslında AKP’ye karşı olan yüzde 47, Türk milletinin yüzde 80’i demektir. O marjinal, bağnaz takımı parasının ve dışarıdan aldığı desteğin gücüyle yapıyor bunları. Biz kendi eksiklerimizi kırarak halka ulaştığımız anda her şey bitecektir. Halk hazır. Eksik dediğimiz o Kuvayı Milliye 29 Ekim’de kendini gösterecektir. Ama dahafazla çalışmamız gerekir.

Milli Anayasa Partisi!

Ufuk Söylemez :
 "Vatan mevzu bahisse gerisi teferruattır” diyebilen, Cumhuriyetin kurucu değerlerine gönülden bağlı insanlar, ulus devleti ve üniter yapımıza saygılı isimlerin bir araya gelmesi bekleniyor. Bu bir sivil toplum hareketi, vakıf, dernek inisiyatifi olarak kalmamalı. Siyasetle, demokratik meşru zeminde bu ancak siyasi partiyle olur. Bu kadar değerli isim bir araya gelebiliyorsa bu bir aşama daha ileriye gitmeli. Ben şimdilik öylesine söylüyorum, mesela adı Milli Anayasa Partisi’ne dönüşebilecek gelişim sergilemeli. Bu, sivil toplum hareketi olarak kaldığı takdirde yine parlamentoda sahipsiz kalacağız, yine istemediğimiz parti yönetimlerine, yine Atatürkçü, millici durmayan, halkı kucaklamayan partilere insanlar oy vermek zorunda kalacaklar. Vermeyenler de baraj ve benzeri nedenlerle dağınıklığını devam ettirecekler. Ben "Atatürk’te birleştik” sloganının yeterli olduğunu düşünüyorum. 

Geçmişteki ideolojik ön yargılar mutlaka aşılmalıdır. Zaten bu toplantıdaki bu kompozisyonu görünce çok mutlu oluyorum. Ben buna demokrasi ve Kuvayı Milliye ruhu diyorum. Toplumda büyük bir potansiyel ve umut var. Ben umudumu hiç yitirmedim. Ülkeme ve milletime güveniyorum. Atatürk Cumhuriyetine borcumuz olduğunu düşünüyorum. En doğru çözüm siyasettir. Milli Anayasa Forumu’nun kadrosu buna hazırdır.

‘Türkiye işgal altında!’

Ümit Kocasakal :
 Doğru teşhis olmadan doğru tedavi olmaz. Bir ittifak mı olacak bu, yoksa bir potada bir eriyik mi olacak? İkisi çok farklı şeyler. "Halk neden bu iktidara oy veriyor?” diye soruluyor. Oysa doğru soru "Halk neden bu iktidara oy vermesin?” olmalı. Bu millet mutlaka bir çözüm bulacak! Buna hiç kuşku yok. Ama ilkeler önemli. Bu hareket nereye ulaşacaksa hiçbir mevcut partinin patronajında olmamalı. Herkes bulunduğu yeri bırakıp bir şeye gelecek.

İlk yapılacak şeylerden biri sahte Atatürkçüler’den kurtulmaktır. Teşhisi koyalım: Birincisi, Cumhuriyet Devrimi yarım kalmıştır; o halde öncelikle bu devrimi tamamlamak gerekiyor. İkincisi, Türkiye işgal altında bir ülke. Ama eskiden olduğu gibi topla tüfekle değil zihinsel ve genetik bir işgal altında. Türk halkının gerçek yapısını siyah beyaz Türk filmlerinde görürsünüz, Zeki Mürenler’de, Belgin Doruklar’da görürsünüz. Ben şimdi soruyorum herkese, Türk halkı bugün her diziye serpiştirilen tecavüz sahnelerinden zevk alacak bir toplum mudur? Ama bizim değerlerimizle oynandı. Atatürk’ün kurduğu partinin de bugüne gelmesindeki sebep Altı Ok’un en değerlisi olan halkçılık ilkesinin yitirilmiş olmasıdır.

Namık Kemal’den Aziz Nesin’e!

Ataol Behramoğlu :
 Deseler ki bilim adamları "dünya yörüngesinden saptı”; herhalde ahlaksızlar, yağmacılar, şerefsizler ve belki kaderciler dışında bütün insanlık bir çözüm arayışına girer. İdeolojik farklılıklar ortadan kalkar. İşte Türkiye bu noktadadır. Türkiye’nin bir çözüm bulacağı görüşüne katılıyorum ancakgenetiği bozulmuş bir ülke yok olabilir de. Türkiye’nin çok büyük birikimleri var, 200 yıllık demokrasi mücadeleleri tarihi var. Namık Kemaller’den Nazım Hikmetlere, Aziz Nesinlere, günümüze kadar gelen bir aydınlar mücadelesi tarihi var. Ama bütün Türkiye tarihinin, hatta buna Osmanlı’yı bile buna katabiliriz, en gerici, en tehlikeli unsurları iktidarı ele geçirmiştir. Buna karşı biz burada birleştik. "Ne yapmalıyız”ı burada konuşuyoruz. Tabii bir çırpıda içinden çıkılabilecek sorunlar değil bunlar. Milli Anayasa Forumu bütün ülkeye dağılmalı, bütün ülkede örgütlenmeli. Var olan siyaseti etkilemeliyiz. "Militan iyimserlik” diye bir kavram var. Ernst Bloch diyor ki o kitabında, hiçbir şey yapmadan iyimser olmak, var olan düzenin devamına hizmet eder. Salt kötümserlik de mevcut düzene hizmet eder. Asıl olan etkinlik içinde olmak, eylem içinde olmak, militan olmaktır. Militan olmak, iyimserlik duygusunu insana kazandırır.

‘Yeniden cumhuriyet devrimi icazetle yapılmaz!’

İsa Gök :
 Ben 1923 cumhuriyetinden bir şey kalmadığına inanan bir insanın. Kalmadı; yargı mı var, üniversite mi var, sendikalar mı var, ne var? Bir şey yok. Laiklik mi var, milli ruh mu var? Yok! Korunacak bir şey kalmadı. O zaman yapılacak olan nedir? Yeniden bir cumhuriyet devrimidir, yeniden bir devrimdir. Yeniden devrim noktasına geliyorsanız ulusal kurtuluş mücadeleleri, icazetle yapılmaz. Zorla yapılır! Ulusal kurtuluş mücadelesi gibi mücadeleye başlanıyorsa bir konsensus ortaya atılması zorunluluğu vardır. Bunun adına cephe diyebilirsiniz, milli merkez diyebilirsiniz, eylem birliği diyebilirsiniz... ne derseniz deyin. Olayın özü, en asgari müşterekte halkı örgütlemekten geçiyor. 1919 koşullarından daha kötü değiliz. Milli Anayasa Forumu’nda bir araya gelen CHP’lisi, DSP’lisi, MHP’lisi, Demokrat Partili, Anap’lı... Bu kitlenin milli çözümler üretmesi lazım. Yani bir milli merkeze acilen ihtiyaç vardır. Milli merkez oluşmalı ve halka ulaşmalıdır. Bu işin siyasileşmesi, tüzel kişilikleşmesi şu an için o olgunluğa erişmedi ama oraya gidebilir. Türkiye için gittiğinde başarılı olabilir.

‘Cumhuriyetin başdüşmanı emperyalizm!’

Ferit İlsever : 
Biz Milli Anayasa Forumu olarak bir yıldır mesafe aldık. Bölücü anayasaya karşı bir mücadele ekseninde 1923 cumhuriyetini savunma esasında ve onu yeniden inşa etme, daha güçlü inşa etme temelinde bir irade bizi birleştirdi. Bunun için emperyalizme karşı mücadele etmek temel ilkemiz. Bugün, cumhuriyetin baş düşmanı Amerikan emperyalizmi. Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak için bütün güçleriyle seferber olmuş. Bunu her gün yaşıyoruz. Bizim sözünü ettiğimiz temel ilkeler, TBMM’nin ilkeleri mi? Ya da TBMM’deki hangi siyasi partinin temel ilkeleri? Öyle bir şey olsaydı zaten neden tartışıyoruz, ne gerek var bunlara? Milli devletten, üniter devletten, Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünden, laiklikten bahsediyoruz. Atatürk devriminin temek ilkelerini, Milli Anayasa Forumu’nun köşe taşları haline getiriyoruz. Burada bir siyasi hareket zaten oluşuyor. Buna ne derseniz deyin. Bu bir ittifak şeklinde de oluşmuyor, Türkiye’yi bölmek isteyen, cumhuriyeti yıkmak isteyen büyük kuvvete karşı bu program etrafında eriyerek ve sıkı bir mücadele vererek birleşiyoruz. Biz bunu şöyle ifade ettik: 1940 öncesindeki Atatürk devriminde birleşen İsmet İnönü, Celal Bayar, Nazım Hikmet köklerinden gelenlerin o gün yarattığı büyük kuvvet ne ise onun, bu yüzyıla uyan kompozisyonunu yaratmak taraftarıyız.

‘Tam bağımsız olacaksın!’

Tansel Çölaşan : Böyle bir birliktelik tek bir kurulla başlamaz, siville başlaması gerekir, sonra da siyaset noktasına varması gerekir çünkü siyaset olmadan bu iş olmaz. Cumhuriyetin ilkelerinde birleşmeliyiz: Tam bağımsız olacaksın, demokrasinin kurallarını koyacaksın. O zaman laik ve çağdaş bir düzen olur, sıkıntılarımızın hepsi halledilir. Bu konularda anlaşmak çok zor değil.

Ortaya bir örgüt yapısı çıkarılabilir o zaman o kadro belli olur. O kadronun belli olması sizi bir sürece götürür. Orada bir meclis duruyor. AKP’nin, CHP’nin, MHP’nin içinde size katkı sağlayacak kişiler çıkabilir. Bu çerçeve içinde bu yapı siyasallaşır ve işte o zaman 2013, 2014, 2015’te siyasi hareketlere damgasını vurabilir.

‘Bu, adı konulmamış partidir!’


Ümit Kocasakal : 1920’lerin, 30’ların ruhu önemlidir. Kuvayı Milliye hepimiz için önemli bir kavram ama fiili işgale karşı kurulmuş olan o yapıyı bir ruh olarak almalıyız. Bir kongreler sürecinden sonra partileşmeliyiz. Zaten "güncel konuları halka götürerek bir şeyler yapalım” deniliyor. Doğru konuşalım bu, adı konulmamış bir partidir. Bu, er veya geç siyasi bir kimliğe bürünmek zorunda. Siyasi iktidarı hedefliyorsanız bu şekilde gelişecek. Keşke olsa ve olgunlaşsa. Çok fazla zamanımız olduğunu düşünmüyorum. Milleti yine milletin azim ve kararları kurtaracak.

‘İlkelerimizde anlaştık!’

Ferit İlsever : Ben 40 yıldır çeşitli siyasi partilerde bulundum, çeşitli siyasi partilerin nasıl kurulduğunu hepimiz gördük. Bırakalım partileri, siyasi hareketlerin bile bizim bugün yaptığımız şekilde nakışla işler gibi adım adım, santim santim ilerlediğine tanık olmadım. Dolayısıyla sağlıklı gelişiyor. "Atatürk’te birleştik” sloganının altı da yeterince dolu. Son olarak bu, bir yıllık çalışma sonunda ortaya çıkardığımız ilkelerimizi bir kez daha sıralayayım:

1) Ülkemizin ve milletimizin bölünmez bütünlüğünde anlaştık, 

2) Milli devlet tarifinde ve onun alt başlıklarında anlaştık, 

3) Türk milletinden vazgeçmeyiz, 

4) Laiklik ve devrim kanunları bizim esaslı başlıklarımızdandır,

5) Resmi dilimiz Türkçedir. Bunlar geleceğe yönelen bir siyasi hareketi tanımlamaktadır.

‘Seçimlere yetişmeliyiz!’

Tuncer Kılınç : Sayın İlsever’in, başından beri bu işin içinde olması ve şu anda ortaya koyduğu hususları gerçek kabul ettiğiniz takdirde, siyasi bir kuruluş olma niyetiniz varsa bunu önümüzdeki seçimlerden önce yapıp o seçimlere katılacak şekilde ele almanız gerektiğiniz hatırlatmak istiyorum.

Aydınlık - 07 Ekim 2012

http://www.dunya48.com


Category: Türkiye | Views: 2155 | Added by: Adnan | Rating: 4.0/1
Total comments: 0
Name *:
Email *:
Code *:
Live Gold Price

Live Wti Oil Price

Calendar

Search

Log In

Entries archive

Statistics

Total online: 11
Guests: 11
Users: 0

Copyright theworld-11-11-11.com 2024© All rights reserved