Vladimir Putin : "Daha da gelmem Ankara'ya !" 

Olacağı buydu, Putin'in "daha da gelmem Ankara'ya" demesi önemli!

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in 14-15 Ekim'deki Ankara ziyaretini iptal etmesi ve hemen bunun üzerine Rusya'dan gelen Suriye uçağının zorla Ankara'ya indirilmesi ve yolculara kötü muamele edilmesi bir hayli manidar. Suriye üzerine fazla yüklenen Türkiye, en önemli enerji ve ticaret partneriyle bir anda arayı bozdu. Bunun sonu en hafifinden benim geçen yazımda belirttiğim, Emk. Büyükelçi Uluç Özülker'in de NTV ekranında teyit ettiği, kömür ve sobayla geçecek bir kıştır. Gerçi hükümetimiz kömür tedarikinde epey uzmanlaşmıştır ama bunca doğalgaz yatırımı vs boşa gidecek demek.

Rusya Dışişleri Bakanlığı, Putin'in ziyaretinin ertelendiğini belirtirken, Rus Büyükelçisi Vladimir Ivanovsky'nin Dışişleri Bakanlığı'na gelerek görüşmelerde bulunması sonrası ziyaretin 3 Aralık'ta yapılacağı açıklandı.

Bu tarih de manidar, çünkü tam da ABD'de 6 Kasım'da yapılacak başkanlık seçimlerinin ertesine rastlıyor. Rus Vedomosti gazetesinin konuştuğu, ismi açıklanmayan bir Kremlin kaynağı, Türkiye ile Suriye arasında gerilimin tırmandığı bir dönemde, Rusya'nın taraflardan birini desteklememekle birlikte, devlet başkanının çatışmanın iki tarafından birine yapacağı ziyaretin karşıt her iki tarafta yanlış yorumlanabileceği düşüncesiyle ziyaretin ertelendiğini belirtti.

Bu diplomatik yorum bile Putin'in ziyaretinin ertelenmesindeki ince ayarı anlatıyor. Tam da Türkiye'nin bir savaş tezkeresi çıkardığı zamanda, Suriye'ye yanlış bir mesaj vermek istemediler.

Ayrıca Türkiye - Suriye sınırında Amerikan askerlerinin varlığıyla ilgili İngiliz gazetelerinde çıkan haberler de eminiz Moskova'da belirli bir rahatsızlığa yol açmıştır. Çünkü başından beri Rusya, Suriye konusunda sağlam durmasına rağmen çatışmalarda doğrudan müdahale eden bir konumda gözükmek istemedi. Bu da ABD'nin Suriye'ye mesafeli duruşunu dengelemek içindi. Ama eğer The Times Gazetesi'nin haberi doğruysa (ki muhtemelen doğrudur) Amerika ilk kez olaya karışmış demektir. Bu da Moskova'da çok ciddi bir tepkiye yol açacaktır. Hele ki ABD seçimlerinde Obama yerine Rus düşmanı Mitt Romney seçilirse, Rusya ABD'nin en sadık "müttefiki" Türkiye'ye karşı hasmane bir politikayı gündemine alacaktır.

Rusya lideri Putin, 14-15 Ekim tarihlerinde iki ülke arasında ortak bakanlar kurulu gibi çalışan Üst Düzey İşbirliği Konseyi (ÜDİK) toplantısı için Türkiye'ye gelecekti. Tayyip Erdoğan'ın Moskova ziyaretinde Rusya'nın Suriye konusunda bir temas grubu kurulmasına sıcak bakması sonrası geldiği nokta bu ziyareti zaten anlamsız kıldı. Ziyarette Rusya'nın en büyük bankalarından Sberbank'ın 3,6 milyar dolara Denizbank'ı alımı ile ilgili de nihai anlaşma imzalanacaktı. Bu da iptal oldu ya da ertelendi.

TÜRKİYE'NİN KAYBEDECEKLERİ VAR!

TürkRus internet sitesinden aldığım haberi aktarıyorum:

"Irak'ın Rusya ile silah anlaşması imzalaması ve tüm diğer gelişmeler Türkiye'yi telaşlandırdı. Üstüne bir de uçak krizi patlak verdi. Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün dediği gibi, henüz olaylar en kötü senaryoya göre gelişiyor." Bu yorum ünlü Rus siyaset bilimci Stanislav Tarasov'dan geldi.

"Suriye krizi Türkiye-Suriye ilişkileri için önemli bir tecrübe oluyor" diyen uzman, "NATO, Türkiye'ye yönelik bir tehdit olması halinde eyleme geçileceğini açıklasa da, Kuzey Irak'ta Kürt devlet yapısının kurulmasını ve güçlenmesini teşvik eden Batı'nın kendisi. İşte bundan dolayı Maliki'nin Moskova ziyareti Türkiye'yi tedirgin etti" değerlendirmesini yaptı. Tarasov, "Türkiye'nin kaybedecek şeyleri var" vurgusu yaptı. 

6 KASIM SONRASI KÖTÜ!

Büyükelçi Uluç Özülker de benzer bir yorum yaptı. Özülker, Türkiye'nin Suriye uçağını zorla yere indirmesinin hukuki değil ama siyasi sonuçları olacağını hatırlattı ve Rusya ile İran'ın Türkiye'ye karşı daha sıkı bir cephe alabileceğini belirtti. Özülker, sadece doğalgaz tedarikinde bile bu iki ülkenin yapacağı çok şey olduğunu söyledi.

Tıpkı Suriye'ye yönelik sürdürülen düşmanca yaklaşım gibi, tıpkı Kuzey Irak'ta BOP Kürdistan'ının kralı olan Barzani'ye yapılan Akdeniz koridoru yardımı gibi, Rusya ile başlatılan bu hasmane süreç de Türkiye'nin iç dinamiklerinden kaynaklanmıyor. Bu süreç 6 Kasım'daki Amerikan seçimlerinden sonra çok daha kötüye gidebilir. Amerika, Türkiye'yi Suriye'ye sokabilir ve ondan sonra görün siz yaşanacak kıyameti...

Hüseyin VODİNALI - 11 Ekim 2012 - Odatv

http://www.dunya48.com