Çarşamba, 14 Mart 2012 12:27
Ülkücü camiaya F Tipi kıskaç ve milliyetçi holiganizm !
Soru şu : Ülkücü hareket ati midir mazi mi?
Her ikisidir demek isterdim ama ati yani gelecektir diyemiyorum zira Ülkücü Hareketin geleceğe dair ne bir programı, ne bir hedefi, ne bir heyecanı ve hatta bir ideali yoktur veya varsa da bunu ortaya koyamıyor.
Maalesef bugünkü tablo ülkücülükten ya da dünden geçinmek şeklindedir.
Öyle olunca da koca bir camia hedef seçilerek zihnen adeta talan ediliyor ki bu operasyonu yapanların başında F Tipi Cemaat geliyor.
F Tipi Cemaat Hıristiyan misyonerleri misali ülkücüleri devşirmek için büyük parasal kaynaklar ve de enerji harcıyor.
Doğrusunu isterseniz bu yolda epey bir mesafe de kat etti. Mesela Büyük Birlik Partisi’nin genel merkez kadrosu maalesef artık devşirilmiş durumdadır.
Aynı şekilde MHP’yi fetih adına da taarruz aynen devam ediyor ki orayı ele geçirmek adına bazı milliyetçi medyaya kaynak aktardıkları vakıadır.
Açıklıkla söyleyeyim, Cemaat’in MHP’yi devşirmesi ve topyekûn ele geçirmesi noktasında bizim sıklıkla eleştirdiğimiz Devlet Bahçeli yegâne engeldir ve Cemaatin yaptırdığı malum kaset operasyonları onun için yani ondan kurtulmak adınaydı. Lakin son anda frene basılarak onun yerine bir adayın hazırlanması sürecine girilmiştir.
Peki, Ülkücü ya da MHP Camiası bunu görmüyor ve okuyamıyor mu?
Kimse kusura bakmasın bazı şeyleri açık yazacağım.
Ülkücü harekette artık fikir ve kanaat önderleri değil, simsarlar egemendir ve zerre şahsi çıkarlar adına gelecek vadeden merkezlere kuyruklar sallanıyor.
Milliyetçilik adına yapılan ise sadece PKK’ya karşı soyut olarak diklenilmesi şeklindeki holiganizmdir. Fikrin metotlaştırılması ve de benim de hocam olan Merhum Ahmet Arvasi’nin yaptığı gibi mana ile harmanlanması bugün artık söz konusu dahi değildir.
Bu dramatik tablo ise ülkücü hareketin aksiyon değil reaksiyon hareket olarak doğmasının kalıtımsal devamı olduğu tezine kuvvet veriyor.
İyi de o zaman aralarında benim de çok çok yakın arkadaşlarımın bulunduğu çok sayıda ülkücü genç, 12 Eylül arefesinde niye kurban edildi sormak hakkımız değil mi?
Dün Komünizme karşı yeşil kuşak oluşturma adına kurban edilen Ülkücüler bugün yine aynı merkez tarafından ama bu sefer F Tipi organizasyon tezgâhı ile ateşe atılıyor dikkat!
NOT: Bu sütunun iyi bir takipçisi olan Enerji Bakanı Yıldız önceki günkü yazımızda yer alan Başbakan’ın iki yıl ömrü kaldı diyen danışman Demir’in kendi döneminde bakanlığında çalışmadığını bildirdi.
*** *** ***
Medyanın yazamadığı konular!
-Stratfor’daki istihbarat bilgileri.
-Başbakan’ın hastalığı.
-Suriye için yapılan savaş kışkırtıcılığı.
-Uludere’de uçaktan yapılan bombalama.
-Deniz Feneri savcılarına zülum.
-Sabah-ATV’nin satışı için Başbakan’ın Yahudi baronuyla pazarlık yapması.
-Cemaatle AKP arasında uç veren kavga.
-4+4+4’ün 28 Şubat’ın rövanşı adına dayatılması.
-Yeni Anayasa ile Türkiye’nin bölünmeye yelken açacağı.
-Büyüyen cari açık ve ekonominin kırılganlığı.
-Her gün yabancıya peşkeş çekilen yeraltı madenlerimiz.
-Kamu İhale Kurumu operasyonunda suçlanan AKP’liler.
*** *** ***
Tayyip Bey’le Putin arasındaki farklar?
1)Putin, devleti Rusya’nın çıkarları adına, Tayyip Bey ise koltuğunda uzun süre kalma adına politika yapıyor.
2)Putin, tarih ve strateji biliyor, Tayyip Bey ise iç siyasetteki ayak oyunlarında mahir.
3)Putin, Rusya’yı daha büyük yapma, Tayyip Bey ise Türkiye’yi topyekûn ele geçirme derdinde.
4)Putin’in politik argümanı gelecek, Tayyip Bey’in ki ise geçmişte olanlar.
5)Putin anti Emperyalist, Tayyip Bey ise Emperyalistlerle kol kola.
6)İcraatları bağlamında Putin milliğin, Tayyip Bey ise gayrı milliğin sembolleri.
7)Putin kendi devleti ve kurumları ile savaşmıyor, Tayyip Bey tam tersini yapıyor.
8)Putin’de SSCB’den rövanş alma diye bir kompleks yok, Tayyip Bey’de Cumhuriyetle hesaplaşma diye bir özlem ve hedef var.
9)Putin, onlarca ayrı ırktan Rus milletini oluşturmaya çalışıyor, Tayyip Bey ise Türkleşen etnik yapıları ajite edip onları ayrışmaya zorluyor.
10Putin, devlet, Tayyip Erdoğan ise siyaset adamı…
*** *** ***
Döneklikte ilke ve sınır tanımayan gazeteciler!
TARHAN ERDEM: 12 yıl önce CHP Genel Sekreteri şimdi Tayipçi.
NAZLI ILICAK: Önce Demirelci, sonra Mehmet Yazarcı, bir ara Mesut Yılmaz’a sizin yalakanızım dedi, sonra Çillerci oldu, derken Erbakancı ve Tayyip Erdoğancı ve son olarak Aydın Doğancı.
TAHA AKYOL: Sırasıyla, Milli Mücadeleci, ülkücü, sıkı Özalcı, Mesut Yılmaz’a danışman, Çillerci ve şimdi Tayipçi.
ERGUN BABAHAN: Eski Dev Solcu, 28 Şubat’ta militan askerci ve şimdi Tayipçi.
MÜMTAZER TÜRKKÖNE: Bir ara ülkücü, sonra Çiller’in resmi danışmanı ve şimdi F tipi Cemaatçi.
HASAN CEMAL: 12 Mart’ta cuntacı solcu, 12 Eylül’de askerci, sonra 28 Şubatçı ve şimdi Tayyipçi.
MEHMET BARLAS: 12 Eylül öncesi solcu ve CHP’li, ihtilal sürecinde Kenan Evrenci, ANAP gelince Özalcı, peşi sıra Çillerci ve şimdi Tayyipçi.
ESER KARAKAŞ: Eski İGD’li, peşi sıra liberal ve şimdi AKP-Cemaat ekseninde.
CENGİZ ÇANDAR: 12 Eylül öncesi Aydınlıkçı, sonra Özalcı, bir ara Çillerci ve şimdi Tayyip-Cemaat yandaşı.
Sabahattin ÖNKİBAR - 14 Mart 2012 - Yeni Mesaj
http://www.dunya48.com