Vedat Kuşaklı
"Ben Tuna Nehriyim. Akmam dedim size. Etrafımı yıkmam dedim size. Çünkü Plevnede, Şumnuda, Razgratta, Deliormanda, Lofçada, Sofyada, Kırcaalide Rusların döktükleri bütün Türk kanlarını bağrımda taşıdım. Gazi Osman Paşanın ve silah arkadaşlarının gözyaşları, alın terleri öz sularıma karıştı. Hayır! Benim adımı şarkılarınızda, türkülerinizde, askeri marşlarınızda dillendirmeyin artık. Çünkü sizler Gazi Osman Paşanın, Mustafa Kemal Paşanın, Şeyh Şamilin, Atillanın, Oğuz Kaanın, komutan Kültiginin soyundan gelen evlatlar olamazsınız. Sizler Alp Arslanın, Timurlengin, Ertuğrul Gazinin, Osman Gazinin, Fatih Sultan Mehmetin neslinden olamazsınız.Eğer olsaydınız bugün tek bir Çinli, tek bir Türkistanlının kılına zarar veremezdi. Eğer sizler Türk olsaydınız, Ermenistan Hocalıda ve Karabağda bu katliamlara, bu işgale cüret edemezdi. Eğer sizler bakkal dükkanı açar gibi kolaylıkla devlet kuran bu asil milletin evlatları olsaydınız, Bulgaristanda Cuma namazından çıkan Türklere Bulgarlar ve Sırplar dayak atamazdı. Yunanistanda Türkçe konuştuğu için genç kızlara, delikanlılara şiddet uygulanmazdı. Almanyada, Hollandada Türkleri küçücük bebekleri ile yakmazlardı. Kıbrısta tek bir Rum, tek bir Türke kötü gözle bakamazdı bile. Eğer sizlerin damarlarında Türk kanı dolaşsaydı, Stalinin, Leninin esiri olup, Kazak, Özbek, Türkmen, Azeri, Gagavuz, Tatar, Ahıska, Dağıstan, Kırgız, Yakut Türklerini ve daha nicelerini Sovyet zincirlerine, Kızıl Ordu prangalarına mahkum etmezdiniz, ettirmezdiniz.
ürkmenlere Musulda, Kerkükte Kürtler tarafından yıllardır soykırım uygulanıyor, siz hala "Çanakkale Geçilmez!” deyip ve Onuncu Yıl Marşını mırıldanıp hava basıyorsunuz, utanacağınız yerde! Yüzünüzün kızarması gerek, ama sizler onurlanıyorsunuz! Bir avuç haydutla, tetikçiyle, gangster bozuntusu cinayet mafyasıyla baş edemiyorsunuz ve onlara şefkatten, açılımdan bahsediyorsunuz ve onların yardakçılarını devletinizin yüce meclisine sokmuşsunuz ve üstüne üstlük maaş ödüyorsunuz, muhafız ve makam arabası tahsis ediyorsunuz. Amerika Birleşik Devletlerine yaranmak ve NATO-ya üye olmak için Koreye evlatlarınızı kurban ettiniz. Benim suyum Türk evlatlarına haramdır artık. Zaten suyum da kurudu kahrımdan. Bir zamanlar eyaletiniz olan ve eyalet valinize yalakalık, yağcılık yapan Bedeviler şimdi Ruslarla bir olup uçaklarınızı düşürüyor, gencecik pilotlarınızı şehit ediyor ve cinayet tetikçilerini, terörist denilen kahpenin döllerini üzerinize salıyor. Bir avuç Pers, onca Azeri ve Türkmen kardeşinize boyunduruk asmış, siz vicdanen de rahatsız olmuyorsunuz. Senin öz milletinin dostu olan, senin Türklüğünden daha ziyade Türklük gösteren Pomaklar, Boşnaklar, Gürcüler, Çeçenler, Çerkezler, Arnavutlar, Pakistanlılar, Romanlar ise sen onlara ağabeylik yap diye bir asırdır hep senin gözlerinin içine baktı, ama senin kendine hayrın yok. Yağmurda ağlıyormuşsun da, gözyaşlarını yağmurda kimse görmüyormuş da, ağlarken
"Tuna nehri akmam diyor
Etrafımı yıkmam diyor
Şanlı Gazi Osman Paşa
Plevneden çıkmam diyor”
Marşını söylüyormuşsun da… Geç bunları! Senin ülkende senin bayrağını gönderden indirip çamurlara atıp teröristler üzerinde tepinirken sen neredeydin? Bursa futbol maçında, Türkiye-Ermenistan karşılaşmasında Azerbaycan bayraklarını zararlı bir şeymiş gibi Türk devletinin polisi topladığında sen hala yazı mı yazıyordun? Tuna nehri olmaktan utanıyorum artık, oğul. Ben binlerce senedir var olan ve Türklerin sevgisi ile çağlayan, gürüldeyen nehir, artık kirli bir su yolu gibiyim. Etrafımı yıkmak şöyle dursun, yatağımdaki bir kurbağaya, bir taş parçasına dahi dokunacak mecalim yok. Ne Akıncılığınız kalmış, ne Bozkurtluğunuz, ne Bozokluğunuz, ne Kuvayi Milliyeciliğiniz, ne Ülkücülüğünüz, ne de delikanlılığınız! Deliormanın kargaları sizden daha delikanlıdır. Kafkasyanın kurtları, köpekleri ve ayıları türlerine, cinslerine, sülalelerine sizden daha düşkündür. Birkaç civanmert ve birkaç kahraman hariç, kimi kendine idareci seçtiysen, padişah, vezir ve başkan yaptıysan, kime yetki verdiysen, onlar sadece şımardılar, böbürlendiler, sorumluluklarını unuttular. Siz belki utanmazsınız, ama ben Türk şehitlerinden utanır oldum gayri. Harp malulü, terör malulü Türk gazileri beni ben olduğuma bin pişman ediyor gayri. Adımı ağzınıza almayın gayri. Ben bildiğiniz Tuna değilim, Drina Köprüsünün altından çok sular aktı, Srebrenicada kocaları ve çocukları, bebekleri öldürülüp tecavüze uğrayan Müslüman kadınların beden, akıl, psikolojik sağlıkları hala şifa bulmadı. Benim adımın geçtiği hiçbir askeri marş, hiçbir türkü söylemeyin artık!”
Tuna Nehri bana bunları söyledi, ben yine de bu marşı mırıldanıyorum. Yüzsüzlük, arsızlık değil yaptığım. Bağışla beni, Tuna! Affet beni, Tuna! Seni çok seviyorum. Belki de her şeye rağmen hala bir umut var içimde
"Tuna nehri akar gider
Etrafını yıkar gider
Şanlı Gazi Osman Paşa
Moskofları kırar gider”
Ey Türk Milleti! Tarihimizle böbürlenmeyi bırakıp aklımızı başımıza alalım mı, yoksa Tuna Nehrini gücendirmeye ve şehitlerimizin ruhlarını incitmeye devam mı edelim? Cihanın bütün şarlatan namertleri; ensemize tokat, kıçımıza şaplak mı atsın, yoksa hep beraber olup, "Birlikten kuvvet doğar!” ilkesine göre mi hareket edelim?