Home » 2014»May»18 » "TÜRK MİLLETİNİ BRE RECEP, KOYUN MU SANDIN ?..."
14:18
"TÜRK MİLLETİNİ BRE RECEP, KOYUN MU SANDIN ?..."
"TÜRK MİLLETİNİ BRE RECEP,
KOYUN MU SANDIN ?..."
“Mezar taşlarını bre Hasan, koyun mu sandın,
Adam öldürmeyi bre Hasan, oyun mu sandın?”
Başbakan, kürsüden kendi ülke insanlarına “Ahlaksızlar” diye bağırıyorsa, kendisini protesto eden “Madenciyi” polislerine yakalatıp, tokatlıyorsa, “Başbakan İstifa” diye bağıran dertli insanların üzerine yürüyorsa, yukarıdaki İskeçe Türküsü de şöyle olur;
“Türk Milletini bre Recep, koyun mu sandın,
Devlet yönetmeyi bre Recep, oyun mu sandın?”
Başbakanlık Makamında bulunan kişi kendini kontrol etmekten aciz hale gelir ve mafya fedaisi gibi insanlara saldırmaya kalkarsa, bakın daha neler-neler olur;
*Tezekten terazinin, dirhemi keçi bokundan olur. Başbakan tokatlarsa, danışmanı da tekmeler! Başbakanlık Müşaviri Yusuf Yerkel denen adamı kimse tanımaz ama ben bu tipleri iyi bilirim. O polisleri oradan çekin, yerde yatan delikanlı ona haddini bildirir. Bunların anladığı erkeklik, vücutlarında taşıdıkları et parçaları kadardır!
Hüseyin Çelik adlı AKP sözcüsü-Van’ın en zengin adamı-AKP’nin Kürtçü Prensine de ancak bu ödleği müdafaa etmek yakışır!
*Manisa Cumhuriyet Başsavcısı Durdu Kavak. Türk Tarihine “Habur Rezaletini” armağan eden kişidir.
İzmir’e atandığı zaman, “Anadilde Kürtçe Eğitim şarttır ve devlet bunu desteklemelidir” diyen ve korumak zorunda olduğu Anayasanın 42. Maddesini bizzat paspas yapan Savcıdır.
İzmir Adliyesindeki tüm Atatürk resimlerini indirten kişidir.
Bu Başsavcı Soma faciası üzerine yaptığı açıklamada; “Soruşturma başlatıldı, ancak ilk etapta gözaltına alınacak amirler de işçilerle birlikte hayatını kaybetmiş durumda” dedi. Ölümlü trafik kazasında adamı tutukluyorsun, üç yüzden fazla insan can veriyor, tutuklayacak hiç kimse yok!
O sırada, Maden Sahipleri-Yetkilileri Başbakan Erdoğan’ı karşılamakla meşguldüler!
*İzmir’in bir Valisi var. Hemşerisi Milyonali’nin “Liman Yolsuzluğu” patlayınca, yanına Emniyet Müdürünü alarak, operasyonu Savcının emriyle yürüten Polis Şube Müdürüne baskı yapmaktan, soruşturmaya müdahale etmekten çekinmeyen bir AKP Valisi.
İşte bu Valinin yardımcısı Mustafa Harputlu denen kişi, bir sempozyum ’da, Soma’da hayatını kaybeden insanlar için şunları söyledi; “Soma’ da hayatta kalan aklını kullanandır. Düşünebilen, aklını kullanan hayatını kurtarmıştır!”
Erdoğan adam dövmekle, polise “Savcının emrine uymayacaksın, 4-5 adam gönderip aldırırım o or..pu çocuğunu” diyen İçişleri Bakanı Erdoğan’ı korumakla meşgulken, PKK denen it sürüsü eylem üstüne eylem yapmakta ve Türk Ordusuna saldırmaktadır. Askerlerimizi vurmakta, yol inşaatında çalışmakta olan işçilerimizi kaçırmaktadır.
Türk Milleti, Soma’da yüreğine düşen ateşin acısıyla yanarken, Petrol-İş Sendikasının Batman’da düzenlediği toplantıda konuşan BDP’li Belediye Başkanı Sabri Özdemir; “Petrolün cefasını Batmanlılar, sefasını ise hükümetin belirlediği 5 il çekiyor. Petrolden pay istiyoruz” dedi!
2013 yılında ülke genelinde 5681 çocuk kayıp, kaçırılmış. Günde ortalama 16 çocuk kaçırılıyor. Akıl almaz bir sayı. Sanki Boko-Haram terör örgütü Türkiye’de mesai yapıyor!
Vatandaşını koruyamayan, üstelik dövmeye kalkanların, kendilerini korumak için binlerce korumayla dolaşmaları ne garip bir çelişki değil mi?
Üstelik bizim paralarımızla. Yazıklar olsun…
Değerli Okurlar;
Bunlar iyi günlerimiz. Erdoğan ve ekibinin sonlarının “İbretlik” olacağını söylemiştim. Yakında gidecekler ama giderken Türk Milletinin canını daha çok yakacaklar.
Umarım ve temenni ederim ki bu yaşadıklarımız, bizlere ders olur.
Bundan böyle, ülkeyi yönetecek adam seçerken kabadayı yürüyüşüne, boyuna-posuna değil, aklına-bilgisine-vatan sevgisine-dürüstlüğüne önem verir öyle seçeriz.
Haa böyle yapmazsak ne mi olur? Anlatalım;
“Adamın kafası patates tarlası gibi, kabartma Türkiye haritası gibi, inişli çıkışlı. Berberin önüne oturmuş ve kafasını sıfırlamasını “Usturaya vurmasını” istemiş.
Berber ne kadar dikkat ederse etsin, traş bittiğinde adamın kafası kesiklere yapıştırdığı pamuklardan pamuk tarlasına dönmüş.
Adam kızgınlıkla; ‘Ne biçim bir berbersin be, kafamın her yerini kesmişsin” diye bağırmış.
Berber gayet sakin; ‘Kabahat bende değil, kabahat senin kafanda. Sende bu kafa oldukça daha çok kesilirsin” demiş…