Sen de Bu Katliamları Unutmayacaksın…
Gönderen: Yalquzaq.com Tarih: 14 Avq 2012
Necdet SİVASLI
Necdet SİVASLI, necdetes@mynet.com
Dikkat edilecek olursa, gerek Ermeniler, gerekse Rumlar, geçmişte kendileri için yapılanları "Katliam” olarak değerlendiriyorlar. Türkleri suçluyorlar. Türk olanları dünyada "katliamcı bir toplum” olarak göstermeye çalışıyorlar. Bununla ilgili anıtlar dikiyor, her yıl bunun yıldönümleri ile kendileri için yapılanları unutturmamaya çalışıyorlar. Hatta ders kitaplarına bile koyuyorlar. Kin ve nefretlerini fırsat buldukça da etraflarına saçıyorlar. Türk düşmanlığını nesilden nesile taşımayı bir görev olarak üstlenmişler.
Hâlbuki tarihler hiç de Ermeni ve Rumların söylediklerini doğrulamıyor. Aksine, iyi araştırılıp analiz edilecek olursa asıl soykırımcı ve katliam yapanların Ermeni çetelerin, Rum EOKA’cıların olduğunu görürüz. Çok uzaklara gitmeye de gerek yok, en son olarak Azerbaycan Türk topraklarında Yukarı Karabağ ve Hocalı Katliamları sıcağı sıcağına duruyor. Bu soykırım ve katliamcılar Azerbaycan topraklarının da % 20’siğni halen işgalleri altında tutuyorlar.
14 AĞUSTOS EOKA KATLİAMLARI
Belki çoklarınız unutmuş olabilirsin, biz anımsatalım. Kıbrıs’ta Rum çetecilerin 14 Ağustos 1974 tarihinde Türklere karşı Muratağa, Sandallar ve Atlılar’da yaptığı katliamlar unutulabilir mi? Ancak, bunu unutturmaya, kendilerini hiçbir şey yapmamış görüntüsü ile temize çıkarmaya çalışıyorlar.
Eğer, Ermeniler ve Rumlar, haksızlıklarını kapatmak ve kurdukları tuzaklar nedeni ile kayıp vermişlerse, bunu dünyaya "katliam” olarak göstermelerine biz onların gerçek katliamları ile yanıt vermek, susturmak ve haklılığımızı ortaya koymak durumundayız. Biz de tarihte karşı karşıya kaldığımız katliamları unutmayacağız ve gelecek nesillere de unutmamaları için aktaracağız. Çünkü gerçek anlamda katliamlarla, soykırımlarla karşı karşıya gelen her zaman Türkler olmuştur.
14 Ağustos nedeni ile gündeme gelen Kıbrıs’ta Rum EOKA-C çetelerince Türklerin katledildiği Muratağa, Sandallar ve Atlılar katliamlarını unutmak mümkün müdür? Bu katliamda en genci 16 günlük, en yaşlısı ise 95 yaşında olmak üzere 126 Türk hunharca ve insanlık dışı uygulamalarla öldürülmüşlerdi. Bu 3 köyün ard arda basılmış, Muratağa ve Sandallar köylüleri de aynı toplu mezara gömülmüşlerdi.
"İNSANLIĞA KARŞI BİR SUÇ”
Bu katliamların detaylarına girecek olursak, Rum çetecilerin insanlıktan çıkmış birer yaratık haline gelmiş olduklarını görürüz. Nitekim Birleşmiş Milletler tarafından bu katliamlar "İnsanlığa karşı bir suç "olarak tarihe geçmiştir. Mezarların açılışı sırasında olay yerinde olanların gördükleri görüntülerin insanı dehşete düşürecek nitelikte olduğunu da söylemeye gerek var mı bilemiyoruz?
Geçenlerde KKTC’ne yaptığımız gezimizde bu köylere gitme fırsatımız oldu. Muratağa, Sandallar ev Atlılar katliamlarında hayatlarını yitiren şehitlerin ölümsüzleşmesi, gelecek nesillere ve dünyaya bu 3 köyde yaşanan vahşeti, soykırımı aktarmak, şehitlerin anılmalarını sağlamak amacıyla 2 tane şehitlik bir de katliam müzesi yapılmış, ziyaret ettik. Bunları önemseyelim, sadece KKTC’nde sınırlı tutmayalım. İnsanlığın yüz karası olan bu tür soykırım ve katliamların daha da geniş kitlelere anlatılması amacıyla bu tür şehitlikleri sembolik de olsa, Türkiye’de, Türk devletlerinde bazı noktalara taşıyalım. Unutmayalım, unutturmayalım. Bu, sadece Kıbrıs Türklerine değil, dünyada yaşayan Türk topluluklarına yapılmış bir saldırı, bir katliam ve soykırım hareketidir.
KATLİAMLAR HEP KINANDI
Asıl vahşet, insanlık dışı katliam ve soykırımlarla karşı karşıya olan Türkler olmuştur. Nitekim Muratağa, Sandallar ve Atlılar katliamları üzerine dış basında da bu olaylar büyük tepkilere neden olmuştu. The Sun Gazetesi olayları "Alçaklık” olarak değerlendirmiş, konu ile ilgili Rumları suçlayan yazılar yayınlamıştı. The Times ve The Guardian Gazeteleri’nde çıkan yazılarda da bu olaylar "İnsanlık böyle bir katliama topyekûn tepki vermelidir” ifadeleri yer almıştı.
Örneğin, mezarların açılışlarında olay yerinde bulunan United Press İnternatıonal, BBC ve Die Zeit yaptıkları yorumlarda "Baf ve Mağusa bölgelerinde Türklerin katledilmesi Türklerin Ağustos ayındaki ikinci askeri müdahaleyi gerçekleştirmesinin sebebiydi” ifadelerini kullanmışlar ve bu müdahalenin de haklı gerekçelerini yorumları ile sergilemişlerdir. Aslında bunlar belgedir ve Türkiye’yi Kıbrıs’ta "İşgalci güç” olarak görenlere atılacak en güzel ve anlamlı bir tokattır. Bunları kullanabilmeliyiz.
Açıkça ifade edelim: Bugüne kadar bize yapılan zulüm, katliam ve soykırımları gerektiği gibi sergileyemiyoruz. Haklılığımızı gösterecek adımları gerektiği gibi atamıyoruz. Ermenilerin, Rumların yaptıklarını yapamıyoruz. Bunda hiç kuşkusuz sivil toplum örgütlerimizin de payı var. Artık silkelenmek, haklarımızı aramak, geçmişte bize yapılanları dünyaya ve gelecek nesillere anlatmak ve aktarmak hepimiz için Milli bir görev olmalıdır. Biz, bu nedenle de Muratağa, Sandallar ve Atlılar katliamlarında hayatlarını yitiren şehitlerimize rahmet diliyoruz.