Pazartesi, 19 Mart 2012 12:48
ABD istedi diye tabutlar bugün Afganistan’dan, yarın?
Bu soruya cevap arıyorum: Afganistan’da toprağa düşen 12 Mehmetçik kimin için ve ne için öldü?
Soruyorum Afganistan denilen yer bir İslam beldesi ise askerimizin işgalci olarak ne işi vardı orada?
ABD istedi diye değil mi?
Peki bu ABD haşa Mehdi Aleyhisselamın devleti mi?
Tam tersi yani bizzat Haçlı’nın kendisi ise soruyorum evlatlarımızın ne işi vardı
ABD’lilerle beraber Afganistan’da?
Ayrıca şehitlik yakıştırmasına da fevkalade takılmış durumdayım!
Sahi ABD çıkarları adına ölmeye ne zamandır şehitlik bahşedilir oldu?
Şanlı Peygamberimizin dininde böyle bir şey yok ama Amerikan İslam’ında(!) var ise onu bilemem!
Amacım elbette canlarını veren masum Mehmetlerimizin hatırasına saygısızlık etmek değil, tersine onların hakkını aramaktır!
Kurtuluş Savaşımızda toprağa düşen kahramanlarımıza şehitliği çok gören AKP şürekası ile F Tipi güruhun bugün ABD çıkarları için ölenlere şehitlik bahşetmeleri aslında onların gerçek kimliklerini ortaya koymuyor mu?
Afganistan’daki müessif olay aslında ilahi bir ikazdır!
Nasıl mı?
ABD’ye uşaklık etmedeki ısrarın Türkiye’yi kahırlara sürükleyeceğinin işareti!
Evet Türkiye ABD’ye kuyruk olmaktan vazgeçmez ve Suriye’de de ardına takılırsa hiç arzu etmeyiz ama Afganistan’dan gelen tabutların on ve hatta yüz mislileri ardı ardına gelecektir!
Peki ama böyle bir risk neden?
Türkiye’nin tıpkı Afganistan’a asker göndermesi misali Suriye’ye taarruz etmesinin ne gibi bir yararı veya karşılığı var?
Eğer ülke adına böyle bir karşılık yani fayda yok ise şu soru doğal olarak gündeme gelir:
Yoksa bugün Türkiye’yi yönetenler ABD’ye rehin midir?
*** *** ***
ABD’li generallerin ilanı ve Türkiye!
ABD’de çok sayıda emekli general bir araya gelerek isimlerini saklamaksızın tam sayfa bir ilan verdi
Nereye mi?
Dünyanın en önemli gazetelerinden biri olan The Washington Post’a!
Peki ilan niçin mi?
Başkan Obama’ya çağrı ya da ikaz için!
Hangi konuda mı?
İsrail’in oyununa gelip İran’a saldırılmaması için!
Bu ilan metnini görünce bir an gözümün önüne Türkiye’ye getirdim!
Şimdi bizim emekli generallerimiz, "Suriye’de savaşa hayır” ya da "Türkiye Suriye tezgahında figüran olmamalı” diye gazetelere tam sayfa bir ilan verse düşünün neler olur neler?
AKP’lisi F Tiplisi bütün güruh koro halinde hemen asker vesayeti, demokrasi ve Ergenekon yaygarasını kopartır ve savcılar harekete geçirilir değil mi?
Görüyorsunuz ilan ABD’de verilirse adı demokrasi, Türkiye’de verilirse adı asker vesayeti oluyor!
*** *** ***
Bugün Erbakan’ın çocukları, yarın Deniz Feneri!
Necmettin Erbakan’ın çocuklarının düştüğü durumu görüyorsunuz!
Tam bir ibret vesikası!
Üç evladı mal bölüşümünde anlaşamayınca hoş almayan iddialar ortaya saçıldı!
Bosna’ya yardım için toplanan paraların bir bölümünün iç edilmesinden diğer konulara pek çok çirkin iddia!
Kaçırılan ve başkaları üzerinden gizlenen servetler!
Bu tablo ilahi adaletin tezahüründen başka bir şey değildir!
Öyle ya kardeşlerden büyük olanı, "payımı ya da hakkımı alamadım” diye ortaya çıkmasa hiç kimsenin hiçbir şeyden haberi bile olmayacaktı!
Emin olun ilahi adaletin ama bu dünyada ama ebedi alemde mutlaka tecelli etmesi gibi bir özelliği vardır!
Bakın buraya not düşüyorum, devran döndüğü gün Deniz Feneri’ndeki zekat hırsızlarının foyaları da bir bir saçılacaktır!
*** *** ***
İşte post - modern diktatörlüğün belgesi!
Son bir haftada olanlardan bir kesit:
CIA Başkanı Petraeus Türkiye’deydi!
Normal şartlarda muhatabı MİT Müsteşarı olmalıydı ama her defasında olduğu gibi yine Başbakan Erdoğan’la buluştu!
Hamas lideri Halit Meşal Ankara’daydı.
Normal şartlarda muhatabı en fazla Dışişleri Bakanı olmalıydı ama Başbakan onunla da 5 saat görüştü!
UEFA Başkanı Platini’de ülkemize geldi!
Onun da doğal muhatabı Futbol Federasyonu Başkanı ama o da Başbakan Erdoğan’la bir araya geldi!
Bunlar bir hafta içinde olan garipliklerdir ki 10 yıl boyunca buna benzer yüzlerce tuhaflığa tanıklık ettik!
Emin olun hanedanın dışındaki herkesi kul gören Osmanlı padişahları bile bu kadar despot değildi yani yetkilerini paylaşırdı oysa Tayyip bey istisnasız her şeyi uhdesinde görüyor!
Bunun adı post modern diktatörlük değil de nedir?
Sabahattin ÖNKİBAR - 19 Mart 2012 - Yeni Mesaj