THE WOLRD

11-11-11
Sunday, 24.11.24, 19:15
Welcome Guest | RSS
Live Silver Price

Live Brent Oil Pri

Site menu

Section categories
Covid 19 [1]
USA and Canada [266]
Deutschland [218]
Europe [53]
China [23]
Russia [85]
Türkiye [455]
Caucasus [1]
Kazakhstan [98]
Turkic World [66]
Muslım World [37]
Iran [36]
Syria [14]
Israel [18]
Asia [12]
India [12]
Military [4]
Africa [7]
Latin America [10]
History of the World [16]
Editorial [23]
Books [4]

Chat Box

Our poll
Rate the site
Total of answers: 73


09:23
BİZ TÜRKLER HANGİSİNİ SEVMELİYİZ - BİRİ BEKAA DA APO NUN ELİNİ SIKTI , DİĞERİ APOYU İPTEN İNDİRDİ ?!



birbucuk_milyon_cumhuriyetci_29ekim2012_ulus225


Sur’u İsrafil mi üfledi  ?
 
Arkamızda kalan 364 güne göz atmaya ne dersiniz? 

Gaipten gelen sesi duydunuz mu? 

Neyi çok merak ediyorum?

Yiğitsen Ulus Meydanı’na gelsene! 

Tayyip Erdoğan ve Kemal Kılıçdaroğlu’na giden "istihbarat” ilk kez bu yazıda açıklanıyor. 29 Ekim günlü Cumhuriyet, Sözcü gazetelerinin ilk sayfaları ve Aydınlık’ın ilk sayfası neyi anlatıyor?

Örgütsel alınterinin rolü?

Karamsarlık konforu!

Bırakalım mı örgüt meselesini?

Havaya yapılan çağrılar ve bizim çağrımız?

*** *** ***
Bekir Coşkun, iki yazarımdan biridir, "Barikat geçildi… Yetmez” diyor. 

Ve hepimizi ateşliyor :

"Biz…

Hepimiz…

Çok çalışmalıyız…

29 Ekim yetmez…

Daha 364 gün var…” (Cumhuriyet, 1 Kasım 2012)

Şöyle anlıyorum : Daha fethedeceğimiz 29 Ekimler var.

*** *** ***
"Gel mavi gözlüm!”

Destur varsa, önümüzdeki 364 günün sorumluluğunu tanımlamaya yardımcı olmak için, arkamızda kalan 364 güne göz atmaya ne dersiniz?

Cumhuriyet güçleri içinde, Öncü örgütlenmemin tarihsel rolünü anlamayanlar bir haylidir.

Onlara bakacak olsanız, Mustafa Kemal Paşa adında bir "peygamber” tanrısal bir emirle bu milleti ayağa kaldırmıştır.

Teşkilatı görmezler, çünkü kendileri teşkilatsızdır ve yine o "mavi gözlü peygamber”in gelmesi için her gün dua etmektedirler.

Gelmeyeceğinden de emindirler.

*** *** ***
Gaipten gelen ses!

O Cumhuriyetçilere göre, 29 Ekim 2012 sabahı, Dört Yüce Melek’ten İsrafil Sur’u üfleyince, millet akın akın Ulus Meydanı’nın yollarına düşmüş ve o şahlanış kendiliğinden olmuştur.

Bu büyük işi başaranlar dahi, örgütün rolünü göz ardı eden kitle kuyrukçusu söylemin peşine takılmışlardır :

"Ankara halkı şöyle kahramandı, böyle kahramandı, barikatı şöyle yardı, böyle yardı.”

Oysa halk gaipten gelen sesle yalnız masallarda şahlanır.

*** *** ***
Tarihten öğreniyoruz ki!

Oysa tarih bize şunu öğretiyor : Örgütsüz halk ayak altında kalır.

Halkları kahraman yapan, öncüleridir. Yakup Kadri’nin Yaban romanında duvarın dibinde bitini ayıklayan zavallı köylü, iki sene sonra Afyon ovasında kahraman olur.

O’nu kahraman yapan, İstiklâl Savaşı’nı örgütleyenlerdir.

Tarihte örgütsüz kazanılmış herhangi bir halk zaferi yoktur.

Takvim yapraklarında yeri olan büyük günlerin kendiliğinden gerçekleştiğini sanacak olursak, önümüzde okunmaya değer bir takvim yaprağı olmayacaktır.

O nedenle, "çalışalım, ter dökelim” çağrıları havaya yapılırsa, atmosferde belki dalga dalga ilerleyecektir, ama o sesi yalnız melekler duyacaktır.

Tarih kayıtlarında, herhangi bir halkı meleklerin örgütleyip 29 Ekimlere ulaştırdığına dair bir kayda biz rastlamadık.

*** *** ***
Çok merak ediyorum!

Çok merak ediyorum, acaba 29 Ekim 2012 günü halkı Ulus Meydanı’nda toplamaya hangi örgüt karar verdi ve kolları sıvadı? 

Hangi örgüt, yüzbinlerin ayağa kalkacağının farkındaydı? 

Tayyip Erdoğan’ın F savcıları o örgütün yakasına yapışsın diye değil, bu merakım.

Önümüzdeki 364 güne ışık tutalım, maksat bu.

Acaba hangi örgüt ve örgütler, aylardır 24 saat bütün Ankara’da ve Türkiye’de halkı seferber etmek için uğraşıyor?

O 41 örgüt nasıl bir araya getirildi ve umutsuzluklar, karamsarlıklar nasıl, hangi çabalarla aşıldı?

Tayyip Erdoğanlar, "yassak” deyince, "yaparım, hakkımdır” diyen irade, neyine güveniyordu?

Duraksamalar, yan çizmeler, nasıl geçildi?

*** *** ***
Yiğitsen Ulus Meydanı’na gelsene!

Hatırlayınız, daha 29 Ekim’den üç gün önce, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, "Biz Genel Başkanımızla 29 Ekim’de Kadıköy’deyiz.

Erkekseniz, gelin Kadıköy’ü yasaklayın” diye Tayyip Erdoğan’a kahramanca meydan okuyordu.

Bunu duyanlar kuşkusuz içlerinden "Madem o kadar erkeksiniz, Ulus Meydanı’nda göstersenize o erkekliğinizi” demiştir kuşkusuz.

*** *** ***
"İstihbarat”ı açıklıyoruz!

CHP liderlerine de Tayyip Erdoğan’a giden aynı "istihbarat” ulaştı.

"İstihbarat şuydu : Vatan ve Cumhuriyet Buluşması’na 100 binler katılacak!

CHP, 19 Mayıs yürüyüşüne ve Hatay’daki direnişe yan çizme hatasını bir kez daha tekrar edemezdi.

İyi ki iki gün kala karar değiştirdiler, herkes sevindi.

Bilmiyorum anlata bildim mi, bir örgütlü kararlılık, bu büyük milleti topladı Ulus Meydanı’na. Kararsızları kararlı yapan da o öncü kararlılıktır.

Onları alkışlayalım diye yapmıyoruz bu saptamayı.

Başarıya ilerlemenin başka bir yolu yoktur.

Kitle kuyrukçuluğuyla elde edilecek bir zafer yoktur.

Bugün bunu bilmek zorundayız.

*** *** ***

cumhuriyet_29ekim2012

29 Ekim günlü Cumhuriyet ve Sözcü!

29 Ekim günü Cumhuriyet cephesindeki gazetelerin birinci sayfalarına bakınız, 29 Ekim öncesi çalışmalarını göremezden gelen tavrı sürdürüyorlardı:

Ulus Meydanı’nda halkı toplamak için bir irade, bir istek, bir işaret görebiliyor musunuz?

Ama o kararlılık iki yüzyıllık devrim tarihimizde her zaman vardır, her zaman örgütlüdür ve o sabah da halkına ulaşmıştır:

*** *** ***
Örgütlü alınteri!

30 Ekim günü herkes büyük zaferi kutluyordu, coşku içindeydi.

Ama 29 Ekim’e kadar o kararlılık, o planlama, o seferberlik, o gayret, o alınteri, örgütseldir.

Burada Hukuk Fakültesi’nden sınıf arkadaşım, ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan’ın duruşundaki sağlamlık örnektir.

*** *** ***
Örgütsüzlük umutsuzluktur!

29 Ekim’den önce, orada belki bir-iki bin kişi toplanır diyen kimi Cumhuriyet aydınlarımız, hep karamsardır; hep umutsuzdur; kurtarıcıyı hep gökten beklemişlerdir.

Yeryüzünden habersizdirler.

Çünkü örgütsüzdürler.

Umudu veren örgüttür.

Ayağı yere bastıran da örgüttür, Partidir!

*** *** ***

aydinlik_28ekim2012_seferberlik_basladi

Karamsarlık konforu!

O aydınlarımız, öncü örgütlenmenin 19 Mayıs 2012 günü İstanbul’da 240 bin kişiyi yürüttüğünü de görmemişlerdi.

Karamsarlık, onların konforudur.

Görseler, konforları bozulurdu. Düzenlerini karamsarlık içinde kurmuşlar. Oysa iyimserlik, cesaretin yarısıdır.

16 Eylül 2012 günü Hatay’da halk o Öncü örgütlenmenin önderliğinde ayağa kalktı.

Açın Cumhuriyet ve Sözcü gibi Cumhuriyetçi gazetelerimizi, öyle bir olay olmamıştı.

Halkın mücadelesini görmek istemezlerdi; çünkü arkasında düzen karşıtı örgütlenme vardı.

Düzenin içinden bakarsanız, bundan sonra Atatürk Devrimciliği adına yapılan önemli işleri "illegal” görürsünüz, Tayyip Erdoğan’ın duygularını paylaşırsınız.

*** *** ***
Bırakalım mı bu örgüt meselesini?

Bu yazılanları hâlâ anlamak istemeyenler vardır ve hep olacaktır.

Onlar "bırakalım bu örgüt meselesini” derler ve diyorlar.

Hatta "bu örgüt meselesi bizi böler” diyenler bile vardır.

Örgütsüz olanların böyle düşünmeleri olağandır.

Düşüncelerini düzeltmeleri için örgütlü olacaklar.

Oysa Öncü örgüt, meselenin özüdür.

Eğer 364 günlerde Bekir Coşkun’un çağrısı uygulanacaksa, mesele örgüt meselesinden başka bir şey değildir.

*** *** ***
Havaya yapılan çağrılar!

Ve en önemlisi halka "çalışın, mücadele edin” çağrısı yapanlar, örgütsüz ise, çağrılar havayadır!

Bizim bu konuda bu arkadaşlarımızı ikide bir rahatsız etmemizin nedeni de, o çağrılar boşlukta kalmasın diyedir ve özlemlerimizle buluşalım diyedir.

YARIN : BEKİR COŞKUN’A BİR ÇİFT ÇİZME YOLLUYORUM! 

Doğu PERİNÇEK - 03 Kasım 2012 - Silivri




bolucu_yasada_iki_imza_aydinlik_04kasim2012_225

2001’de Bölücü İkiz Sözleşmeler Yasasında İki İmza!

AKP’nin eyalet sisteminin önünü açacak Büyükşehir Yasası’na örtülü destek veren Bahçeli, 2001’de de İkiz Sözleşmeler’in altına imza atmıştı.

Aynı belgede Koray Aydın’ın da imzası var!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümeti döneminde hazırlanan ABD Ulusal Programı’nda Türkiye’nin 37 yıl boyunca onaylamadığı "İkiz Sözleşmeler”in hayata geçirilmesi taahhüdü verdi. Bu taahhüt, AKP Hükümeti döneminde hayata geçirildi.

Bahçeli’nin çok sayıda konuşmasında "İkiz İhanet Sözleşmeleri” olarak tanımladığı bölücü sözleşmede, kendisinin imzası olduğu ortaya çıktı.

Aynı belgede Bayındırlık ve İskan Bakanı olarak Koray Aydın’ın da imzası var.

Bahçeli’nin koalisyon ortağı olarak Başbakan Yardımcısı olduğu 57’inci Hükümetin AB’ye uyum adı altında hazırladığı ve yapılacakların taahhüdünü verdiği Ulusal Program’ın "Siyasi Kriterler” başlığı altında 13’üncü maddesinde bu sözleşmelerin hayata geçirilmesi taahhüdü yer almıştı.

Maddede şunlar yazıldı :

"2.1.13. BM Uluslararası Medenî ve Siyasî Haklar Sözleşmesi ile ihtiyarî Ek Protokolü ve BM Uluslararası Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi sözkonusu iki sözleşmenin imzalanması, Türkiye'nin bu yöndeki siyasi irade ve niyetini ifade etmektedir. Onay işlemlerinin başlatılması için hazırlanacak kanun tasarıları, olabilecek çekincelerle birlikte TBMM'ye sunulacaktır."

Bahçeli'nin de imzası bulunan ve 24 Mart 2001 tarihinde 24352 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren Programda yer alan BM Uluslararası Medenî ve Siyasî Haklar Sözleşmesi ile ihtiyarî Ek Protokolü ve BM Uluslararası Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi'nin ilk iki maddesi Türkiye'ye dayatılan "Self-Determinasyon” hakkını içeriyor. "Halkların kendi kaderlerini tayin hakkı" başlığını taşıyan maddenin hükümleri şöyle:

"1. Bütün halklar kendi kaderlerini tayin hakkına sahiptir. Bu hak vasıtasıyla halklar, kendi siyasal statülerini serbestçe tayin edebilir ve ekonomik, sosyal ve siyasal gelişmelerini serbestçe sürdürebilirler.

2. Bütün halklar uluslararası hukuka ve karşılıklı menfaat ilkesine dayanan uluslararası ekonomik işbirliği yükümlülüklerine zarar vermemek koşuluyla, doğal kaynakları ve zenginlikleri üzerinde kendi yararına serbestçe tasarrufta bulunabilir. Bir halk sahip olduğu maddi kaynaklardan hiç bir koşulda yoksun bırakılamaz."

Bahçeli'nin, bu sözleşmeye onay vermesi, koalisyon hükümeti döneminde MHP'de de büyük tartışmalara yol açtığı, bazı bakanların, bu sözleşmeye imza atmak istemediği öğrenildi.

Bahçeli zemin hazırladı, AKP ve CHP hayata geçirdi!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin imza attığı sözleşme, AKP döneminde hayata geçti, ikiz sözleşmeler, 4 Haziran  2003  tarihinde,  AKP ve CHP'nin oyları ile 4867 ve 4868 sayılı kanunlar ile TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilmiş ve 17 Haziran 2003 tarihinde de Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından onaylanıp, Resmi Gazete'de yayımlanıp yürürlüğe girmişti.

Bahçeli'nin son destekleri!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AKP'nin iktidara gelişinin zeminini, 2002 yılının Temmuz ayında yaptığı "3 Kasım 2002 tarihinde seçime gidilebilir" sözleriyle hazırlayarak, koalisyon hükümetine son darbeyi indirmişti. Tabandan gelen baskılarla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a "BOP Eşbaşkanı" diye seslenen Bahçeli, Aynı Erdoğan'a, son bir ayda verdiği desteklerle de dikkat çekti. Bu destekler şöyle:

Eyalet yasasına destek!

TBMM'de görüşülen ve yerel seçimlerin erkene alınmasını öngören anayasa değişikliğinde "eyalet sisteminin" ilk seçimlerde uygulamaya sokulması öngörüldü. MHP yerel seçimlerin öne alınması ile ilgili anayasa değişikliğine destek vererek "eyalet sistemi" olarak değerlendirilen "Bütünşehir Yasası'nın" da önünü açtı.

Suriye tezkeresi desteği!

3 Ekim tarihinde Şanlıurfa'nın Akçakale ilçesine düşen ve 5 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine neden olan top mermisi sonrasında, TBMM Genel Kurulu'na AKP tarafından getirilen Suriye tezkeresine MHP "Evet" oyu verdi. Ülkücülerin, İstanbul'da "Bir şey soracam! Her gün teröre şehit veren bir ülke neden terörle değil Suriye'yle savaşmak ister?" sözleriyle pankart açarak karşı çıktığı Suriye seferinde, MHP'nin AKP'ye sürpriz desteği, parti tabanında da tepki çekti.

29 Ekim karşıtlığında destek!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin AKP'ye son desteği 29 Ekim'de gerçekleşecek Büyük Buluşma karşıtlığında oldu. AKP Büyük Buluşma'yı "provokasyon" iddialarıyla engellemeye çalıştı. Bu çerçevede Ankara Valiliği de, buluşmayı yasaklama yoluna gitti. Ancak tepkiler üzerine geri adım atmak zorunda kaldı. Milliyetçi çevrelerden de büyük destek gören Büyük Buluşma'da AKP'nin imdadına yine MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yetişti.

Bahçeli, 29 Ekim Büyük Buluşması'nı eleştirerek AKP'nin safında yeraldı.

Aydınlık - 04 Kasım 2012

http://www.dunya48.com


Category: Türkiye | Views: 1921 | Added by: Adnan | Rating: 5.0/2
Total comments: 0
Name *:
Email *:
Code *:
Live Gold Price

Live Wti Oil Price

Calendar
«  November 2012  »
SuMoTuWeThFrSa
    123
45678910
11121314151617
18192021222324
252627282930

Search

Log In

Entries archive

Statistics

Total online: 11
Guests: 11
Users: 0

Copyright theworld-11-11-11.com 2024© All rights reserved