11-11-11 de Dünya ve Merkezindeki Türkiye
Neden Dünyanın Merkezinde Türkiye?
Bu başlıkla önümüzdeki gün ve aylarda(belkide yıllar da alır) Türkiyemizin(inşallah ‘Türkiyemiz’ deyimini bize çok görmezler) durumunu ve dünyadaki konumunu kendi görüşlerimiz ve anlayışlarımız doğrultusunda yazıya dökmeye çalışacağız.Ve bunu yaparken de neden Türkiyeyi dünyanın merkezinde gördüğümüzü sizlere ve kendimize izah etmeyi çalışacağız. Peki nereden başlayabiliriz ?! Sorması kolay da nereden da baksak iyice dolaşık bir iş.Ne kadar olduğunu şu anda tam bilmediğim sayıda insan Silivride yatarken Türkiyeyi konuşup yazmak bu günlerde hiç de kolay olmayacak herhalde.Korku desek – insanın kendisine itıraf etmesi zor bir kavram.Peki teredütler ne deyebiliriz ki?! Acaba anlayabilinmemek korkusu mü yoksa söyledikllerinin acaba boşuna harcanmış bir çaba olarak kalır şüphesi mi?! Türkiyeyi yazıp konuşan ne ilk olacağız ne de son.Fakat ingilizce deyimiyle "What can make a difference?!" Yani bizim söyleyeceklerimizin bizden önce söylenenlerden farkı ne olacak?! İnsanlara bilinmeyen bir şey söyleyeceğimiz var mı yoksa kendimizi aldatıyoruz mu?! Veya söyleyebileceğimiz farklı birşeyler olsa bile bunun bize ve okuyup dinleyenlere getirisi ne olacak (ki götürüsünü de herhalde malesef düşünmek zorundayız her bakımdan). Kafamızda bu düşüncelerle Türkiyeyi ve sorunlarını kendi görüş ve anlayışlarımız doğrulrusunda anlatmaya başlayalım. Türkiye 75 mılyon cıvarında insana şu anda Vatandır,bize ise Anavatan(en azından büyüklerimizin bizlere anlattığına göre).Rahmetli Özal bizlere soydaş dediğinde bu sözü hiç de hazmedememiştik ama herhelade Türkiyeyi yönetenlerin bizleri nitelendirecek başka bir kavram kulanmaktan çekindiklerine göre sineye çekmek zorunda kaldık.Önümüzdeki yılda 90 yaşını dolduracak olan Cumhuriyet ne durumda? Dünyadan baklıdığnda ülkenin hali nasıl gözükmekte.Sayıları 200 cıvarında olan devletin arasında konumu ne? Bu durum ve konumdan Cumhurıyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk acaba ne kadar menun kalırdı?Tüm bu soruların cevabını önümüzdeki gün ,ay ve belkide yıllarda sizlerin huzurunda aramaya çalışmakla meşgul olacağız. Evet – önümüzdeki yıl 90 yıaşında dedik Cumhuriyet.Ve biz bu Cumhurıyetin halini nasıl görüyoruz?Herhalde oradan başlamamız gerekecek. İktisadi bakımdan tüm söylenen olumsuzluklara rağmen ülkenin durumu hele gene Avrupa ve Amerika Birleşik Devletlerinde durumu göz önünde bulundurursak hiçte o kadar kötü ve umutusuz görünmüyor.Tüm olumsuzluklara rağmen ne dış ve iç borç açısından , ne de insanların refahı açısından bakıldığnda Türkiyenin durumu şu anda Batı ülkelerinden daha iyi gözüktüğünü tüm hayatını Avrupada geçirmiş ve iktisadi eğitim görnüş biri olarak rahatla söyleyebiliriz. Ve bunu hangi seviyede ve ortamda olursa olsun tarıtşmaya da hazırız.Batıda ve Türkiyede ne kadar da Türkiyeyi olumsuz bir durumda gözterilmek istense de Edirneden Ağrıya kadar insan bir tur atsa ülkedeki durumun hiç te kötü olmadıgını rahatla görebilmektedir.Ve kıyslama olarak ta rahatla Avrupa ve ABD yi gösterebilinir.Buradaki tek sorun mevcut ekonomık durumun yeterince ülkenin uluslararası siyasi konumuna yansımamasıdır.Bu gün ülke Avrupa Birliğinin önünde eyilip büküleceiğne Avrupaya isetediğini kabulettirecek ekonomık göce sahiptir. Asıl sorulacak soru burada - ülkeyi yönetenlerin bu durumu neden degerlendirmedikleridir? Gereken siyasi irade olduğunda bu gün Türkiye coğrafi konumunu ve tarihi birikinimini de değerlendirerek Dünyanın ülk 5 ülkesinden biri durumuna rahatla gelebilir.Avrupa Birliğini bir siyasi oluşum olarak kabul edersek ABD ,Çin ve Rusyayla birlikte Türkiyeyi de rahatla sayabiliriz.Hindistan ve Brazilya da büyük ülke olarak görünseler de ulaştıkları iktisadi güce rağmen kolay kolay Türkiyenin uluslar arası alanda ağırlıgına ulaşamazlar.Buradaki tek sorun ülkedeki mevcut (partiler gözetmeden) sıyası iradenin buna yeterli olmamasıdır.Gerekli çalışmalar yapıldıgında Rusyanın gittikçe azalan ağırlıgının en büyük mirasçısı Türkiye olabilir. Ekonomisi güçlü de gözükse Çin Batı ya endeksli bir güçtür ve onu aşması mümküm gözükmemektedir.Ürünlerini tüketme imkanları gittikçe azalan Batı Çin ekonomsinin büyüme sınırlarını belirleyici önemli bır unsurdur.Yalnız iç pıyasaya dayanarak Çinin büyüme imkanları sınırlıdır.Bunun ıspatı da Çın ekonomsının buyumesiyle Batının pıyasalarında Japonyayı sıkıştırması olmuştur.ABD ve Avrupa tüketimi Japon ve Çin uretimini kaldıramdığından Japon ekonomisi tıkanıp duraklamıştır. Tüm bunları iyi yorumlayıp degerlendirdiğimizde Çinin sanıldığı kadar korkulacak bir dev omadıgını gürebiliriz.Bu da gerekli çalışmalar yapıldığında orta ve uzun vadede Türkiyeye yeni imkanlar dogacağı anlamına gelir.Bir taraftan Orta Asya ve Kafkazlarda Rusyanın kacınılmaz büzülmesınden doğan imkanlar,diğer taraftan Arap dünyası ve Afrıkada yeni imkanlardan yararlanarak Türkiye orta ve uzun vadede dünyanın önde gelen güçleri haline gelebilme imkanına sahiptir.Batı Rusyanın mirasının tümünü Çine bırakmayı göz önüne alamyacağına göre bu konuda Türkiyenin potansıyelini küçimseme lüksine sahip te deildir.Şu anda yapmak istedikleri Türkiyeyi kendi istekleri ve cıkarları dogrultusunda kullanarak Orta Asya,Ortadogu ve Afrikada kendi ağırlıgını koyabılmektir,fakat zaman içinde kendi güçlerinin erimesi kaçınılmaz oldugundan Türkıye gerekli siyasi irade de mevcut olduğunda konumunu güçlendirebilecektir.
Yazımızın devamında buluşmak üzere.
Adnan Özbudak 6 Ocak 2012
The World 11-11-11
http://www.theworld-11-11-11.com
|