Ürümçi, Yalquzaq.com, 05.02.2011 – 1997 Yılı Şubat ayında kırmızı Çin komünist rejiminin Doğu Türkistan`daki Uygur Türklerine uyguladığı katliamdan 15 yıl geçti. Olayı anlatan bir yazıyı İnternetten bularak aşağıda yayınlıyoruz. Yazı 2005`de yazılmış ama hiç değişen bir şey yok. Zulüm arşa direnmiş, kardeşlerimiz hala acı çekmekte.
Gulca Katliamı Ne Demektir?
Dünya tarihine "Gulca Katliamı” olarak geçen bu hadise, 1949 yılından beri işgalci Kızıl Çin hükümetinin Müslüman Doğu Türkistan halkına karşı uygulaya geldiği insanlık dışı baskı, zulüm, işkence, asimilasyon, ekonomik sömürü ve ırki aşağılama siyasetine karşı Doğu Türkistan Türklerinin başlattığı millî İstiklâl Hareketinin 429.sunun adıdır.
Tarih 4 Şubat 1997 Doğu Türkistan’ın Gulca vilayetinde Kadir gecesi Kur’an okumak üzere bir evde toplanan Doğu Türkistanlı kadınların Çin’li polisler tarafından eve yapılan bir baskınla evden dışarı çıkarılması ve bu zorbalığa direnen kadınların üzerine ateş açmaları ile birkaç Doğu Türkistanlı kadınımızın şehid edilmeleri sonucunda patlak veren olaylar kısa sürede bütün Doğu Türkistan’a yayılmış ve bir " millî İstiklâl ” hareketine dönüşmüştür. Netice itibariyle Doğu Türkistan halkı yüzlerce ve hatta Çin hükümetinin dünya kamuoyunun gözünden sakladıklarını da hesaba kattığımızda binlerle ifade edilebilecek sayıda evladını şehid vermiştir. O günlerde çifte standartçı bazı dünya haber kaynakları Çin’in ağzından aldıkları haberleri vermekle yetindiler. Dolayısıyla, böylesine eşine az rastlanır bir özgürlük savaşı ve uğrunda verilen sayısız şehid dünya kamuoyunun gözünden saklanmaya çalışıldı.
4 Şubat olaylarından sonra Çin hükümeti sıradan bahanelerle bir tutuklama kampanyası başlatmış olup, gece baskınları ile evlerden Doğu Türkistanlı gençleri topladılar ve meçhul akıbete doğru götürdüler. Aylar sonra polis merkezlerine yakınlarından haber almaya gidenlere genellikle verdikleri cevap şu oldu.” Cezaevinden kaçmaya çalışırken vuruldu.” Şu anda sorgusuz sualsiz yıllardır çalışma kamplarında ve hapishanelerde ölüme terk edilen 80.000 Doğu Türkistanlı bulunmaktadır. Kendi gölgesinden bile korkan bu Çinli yöneticilerin bundan sonraki uygulaması ve hedefi bütün imkanlarını kullanarak ve dünyadaki bazı şer odaklarını ve ülkeleri de arkalarına alarak 40 Milyondan fazla nüfusa sahip Doğu Türkistan halkını tamamen asimile etme ve tarih sahnesinden silme çabasındadır. 4 Şubat 1997 Gulca katliamının üzerinden 4 yıl geçmiş ve 5. yılına girmiştir. Dünya insan hakları ihlallerinden bahsede dursun, Doğu Türkistan da tam bir insanlık suçu işlenmektedir.
İnsanların en temel hakkı yaşama hakkıdır.Bu hak her gün, her dakika Doğu Türkistanlıların elinden alınmakta, her an ölümle burun buruna yaşamaktadırlar. Dünya İnsan Hakları Örgütleri ve uluslararası Af Örgütü tarafından insan hakları ihlalleri yönü ile "sabıkalı” ilan edilen Çin, dünyanın gözünü boyamayı, tarihteki sinsi, entrikacı ve ikiyüzlülük maharetini kullanarak sürdürmekte ve başarabilmektedir. " Şanghay Beşlisi” adı altında oluşturduğu "Şer Beşlisi” ile kendisinin dışındaki diğer ülkeleri kendi çıkarlarına alet ederek kullana gelmekte, 11 Eylül hadisesini fırsat bilerek uluslar arası terörizmle mücadele adı altında dünya ülkelerinin de desteğini alarak kendisi Doğu Türkistan da tam bir "devlet terörü” suçunu işlemektedir.
Yakın bir gelecekte kesinlikle bütün dünyanın başına bela olacak olan Çin, bugün için dünya barışından söz ederek özellikle de ekonomisi bozuk ve Çin’in ticaretine ihtiyacı olan ülkeleri kıskacına almaya çalışmaktadır. Sıra diğer ülkelere de gelecektir. Bazı siyaset bilimcilerin tabiri ile "Sarı Okyanus” taşmaya devam etmektedir. Bunun tek olarak farkına varan ülke ABD’dir, ve tedbirini almaktadır. Afganistan meselesi bu tedbir girişimlerinden bir tanesidir. Çin karakterini en iyi bilmesi gereken Batı Türkistan devletleri ve Türkiye her nedense meseleyi pas geçmektedir. İnşallah sonu hayırlı olur.
Çin’in işlediği"Gulca Katliamının” yıldönümünü vesile ederek bütün dünyayı bir kez daha Çin tehlikesine karşı uyarma vazifemizi yerine getirmek istedik. 4 Şubat 1997 Gulca olayları Doğu Türkistan özgürlükçülerine bir ilham ve ışık kaynağı olmaya devam edecektir. Bütün şehidlerimizi rahmetle, minnetle anarken mekanları cennet olsun diyoruz.
A.Şekür TURAN (17 Eylül 2005)